20 Haziran 2011 Pazartesi

Müzik ve Görsellik



Bir çok önemli yönetmen var. Bunların sayılarının oldukça fazla olması sinema sanatı açısından sevindiricidir. Benim en sevdiğim yönetmenlerden biri Stanley Kubrick'tir. Teknik açıdan kusursuz sayılabilecek özelliğiyle gerçekten sinema tarihindeki en ince ayrıntıları dahi hesap eden titiz ve entellektüel yönetmendir.

Onu yönetmen özelliğinin dışında her filme damgasını vuran müzik seçimleriyle de çok severim.

Filmlerinde Klasik Batı Müziğininden örnekleri aralara serpiştirirken filmin akışında bu müzikleri yerleştirmesi olağanüstüdür.

İlk aklıma gelenler;

1968 yapımı 2001 A Space Odyssey filminde Richard Strauss u kullanmak dahice.



1975 yapımı Barry Lyndon da Hendel..



Ya da 1999 yılında yaptığı Eyes Wide Shut filminde Shostakovich ön plana çıkarken vermek istediği duygu ve düşünceyi müzikle birleştirmiştir. Hemen her filminde buna benzer durumla karşılaşabiliriz.

Bu gerçekten öncelikle müziğin anlatmak istediği ruha erişebilmek ve müzik dilini çok iyi bilmekle doğru orantılıdır. Müziğin kendi dili benim için önceliklidir. Ama görsellikle birlikte müzik dili doğru bir şekilde birleştiğinde hafızalardan silinmeyen silinmeyecek kareler yakalayabiliyoruz.

Doğru görselleri seçmekte ayrı bir beceri bana göre. Kuşkusuz Stanley Kubrick görsel hafızası mükemmel sinemacılardan biri. Bir yerde kendi mesleği olduğundan normal karşılanabilir ve bu konudaki yeteneği alkışlanır.

Sizlere youtube da MsKubaba kanalını önereceğim.

Şaşkınlık ve büyük bir hayranlıkla izlediğim sevgili dostum Sanem Uçar'ın hazırladığı videolar aynı titizliği içinde barındırıyor. İyi bir müzisyen kimliğinin dışında görsel alandaki seçkin seçimleri müzikle birleştiğinde kendi çapında olağanüstü güzel bir serüvene dönüşüyor.

Kaçırmayın bu şöleni;

2 Haziran 2011 Perşembe

Çölde Gizli Bezginler




bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi
öptüm sonsuz gidişinden. saçlarının seyriyle seni

yolları aşklara davul çalıp çağrılmış yalnızlarla dolduran
akreplerdir duygunun. karanlık ordulara güneşsiz sokulan

bunlar canlanınca ne ateş kirli taşlar ne böcek
şakakların sıcağında kuytu bir ses büzülüp ölecek

sabahsız kuşlara koşarsa durur mu evreni omuzlarında
bahar şenlikleriyle. sürdüren ellerini yangın borularında

şaşkınlıkla başladı bu atlar bu savaşlar insan buluşlarından
burda biter düğün. gidilir mi evin soğuğuna çölün sıcağından

gemilerimiz saklanır.ağzımızda bir aşk kaçışı vardır buluşmaların
saplandık tadına.durduk alnında yüreğe vuruşların

yollar sellere gider. açılır parklar artık kuşlar dağılır
bir aşkı gözyaşlarıyla bulvara çağırmak hiç keseye mi kalır

çizildi yalnızlar. senin gelişin ne de süvari köprünün diplerinde
geçer üstümüzden yağmur alan donanmalar. kürek sesleriyle

koşu bitince aşk bir yorulmadır kaçılmaz kırbacından
sayılır günü geçmiş anlar boşalan hangi tüfeğin arkasından

oturur iki bakış ormanından gerilip bir masayı kollar
uzayıp uzaya giden akrebe katlanıp zincire gelmeyen yolcular

bu bizim sesimiz denizlere ateş gibi eller açılır ortasından
su konuşmaz toplanmaz kuşlar. Ne kazandık yaşamamızdan

biz harcandık anam hem kelimesiz kapandık
sevgi ektik. Sonsuz seçtik. Beğendik. Ama toprağı kazandık

sevinçle kaçın kurtulun ölümlerinizle.Yalnızlıkla ben kaldım
sevindiniz işte alın kurtulun. Aha size son atım

Cahit Zarifoğlu