Varlık sebebimiz aynıdır işin başında. Anne ve babamızın bizden izinsiz merhabalaşması. Zaman içinde anlam kazanan yada kaybeden bir varlığım... Bu dünyaya bir çok insan geldi, içlerinde dahiler var, zır deliler, çapulcular... Ben hangisiyim? Ya sen?.... Bir de Shakespeare geldi, tanıdığım andan itibaren varlık sebebim oldu. Büyük ustaya sonsuza kadar saygıyla... Titus Andronicus
7 Kasım 2010 Pazar
Gabriel Marcel
Varoluşçu felsefecilerden Gabriel Marcel gerçekten ilgi çekici bir düşünür.
Katolik inancı seçerek ona bağlanan ve tanrı tanıyan bir varoluşçu.
Bazı düşüncelerine katılmadan edemiyorum. Ona göre paramparça bir dünyada yaşıyoruz. İnsan sosyal yaşamda bir vida haline gelmiş. İnsanlar, istatiksel sayılar haline getiriliyor. Böyle bir dünyada sahip olmak, varolmaktan daha önemli hale getiriliyor...
Marcel'e göre bağlanılacak biricik varlık Tanrı'dır. Doğal olarak ona bağlandığında sadakat gerekecektir. Sadakatı uyuşuk bir boyun eğme gibi ele almıyor.
Ve ister istemez sadakatı bir şekilde yerine getirirken alınan hazla yaşama daha sıkı tutunabilirsin, demeye getiriyor...
Kısacası 1889-1973 yılları arasında yaşamış bu düşünür mutluluğu inanmakta bulanlardan. Yaşamı nasıl geçmiştir, mutlu mu, mutsuz mu? pek bilemiyorum ama bazı cümleleri ilgi çekici...
"Sır; benim içimde olan ve bu nedenle de bütünlüğü ile benim karşıma konulamayan şey. Ben nasılsam, içimdeki sırra örülmüş biçimdeyim. Önemli olan, sorunu aşmak ve sırra doğru yol alabilmek."
"İyilik; gelecekte olacak her şeyin iyi olacağı beklentisidir."
Düşüncelerini okudukça mutlu olduğuna karar veriyor gibiyim. İşte bu aşamada başka bir düşünce beynimi kemirmeye başlıyor.
Asla mutlu olamayacağım...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder